Ünlü müzikçi Burak Kut, Armağan Çağlayan’ın YouTube kanalı için hazırladığı “Dur Bi Dinle” programına konuk oldu. Şöhret basamaklarını ve yaşadığı zorlukları tek tek anlatan Kut, ‘Ölüm tehditleri aldım, kazandığım parayı tutamadım lakin yanlışlarımdan ders çıkardım’ sözlerini kullandı.
İşte Burak Kut’un açıklamalarından satır başları…
“HAKAN PEKER BANA ÇOK TAKVİYE OLDU”
Birinci sahne tecrübem lisede Öğretmenler Korosu’nda çıktım. Tanınan müzikteki birinci performansım Hakan Peker’in konserine çıkmamdır. Tolga Sünter ile konsere gittik. Hakan Peker’in basçısı rahatsızlanınca yerine ben çıktım. Hakan abi birinci albümle birlikte bana çok da takviye olmuştur.
Ben İstanbul Anadolu Hoş Sanatlar Lisesi’nde okudum. Okul yıllarımda saçlarım uzundu tertipli olarak geriye tarıyordum. Uygun eğitici makûs eğitici farkını orada anladım. Bana saçlarımı kestirmemi söylediler. Ben de nedenini sordum mantıklı bir açıklama istedim. Bana açıklama yapamıyorlardı. Sonra müdür beyefendi beni odasına çağırdı. Eline bir moda mecmuası vardı. ‘Bak Burakcım, bu sene erkek saçları ne kadar değişik kısa saçlar daha mı hoş acaba’ dedi. Ben de o yaklaşımından sonra saçlarımı sonraki gün üç numara kestirdim.
“DEMO HAZIRLAMIŞTIM”
Hakan Peker’in sahnesinde kişi sayısını tamamlamak için klavye çalmış üzere geride durmuştum. Hakan ağabeyden evvel birinci albüm atağım için babam Yaşar Kekeva’dan randevu almıştı. Randevumun olduğu gün kendisinin vurulduğu gündür. Demo falan hazırlamıştım mevti şoke ediciydi. Sonra oğluyla ahbap oldum. Bir mühlet bir şey yapmadım. Babamın rahatsızlıklarından ötürü da bu işleri erteledim. Daha sonra Hakan abi ile çalışmaya başladım. Sahiden bana abi olmuştur.
“İNSANLAR KONUTUMA GİRİYORDU”
Rumelihisarı’nda bir meskende oturuyordum. Meskenim çabucak tespit ediliyordu. Artık insanları denetim edemiyordum. Dışarı çıkabilmek için polis çağırdığım çok oldu. Dış kapı açık, izole bir yerdeyim bilirsiniz oraları. Allah’tan duştan bornozla çıkmışım. Anne kız adresimi bulmuş, kapıdan girmiş salona oturmuşlar. Güler yüzlü biri olduğum için tanışıyoruz üzere konuşuyorlar. ‘Naber Burak’ diyorlar mesela. Konutundan kaçıp gelenler var. Kaç defa karakola gittim kent dışından kaçıp gelenler var. Polise yakalanınca adımı söylüyorlardı, polis de ‘şahıs seni tanıdığını söylüyor konuşmak zorundayız’ diyordu.
“KREDİYİ ÖDEYEMEDİM”
Gelir seviyenin yüksek olunca ona nazaran bir hayat yaşıyorsun. Para kesilince maddi zorluklar yaşadım. Bir reklam sinemasında oynamıştım. O vaktin parasıyla Levent’teki villalardan alabilecek kadar çok kazandım. Arnavutköy’den bir yer aldım lakin orayı yaptırmak hiç nasip olmadı. Bankadan kredi çektim geri ödeyemedim.
Servet yapmanın değil servet müdafaanın değerli olduğunu anladığım işlerdi. Ben de biraz şöyle bir durum var, ‘para insanın elinin kiridir, çok para kazandığın vakit başına bu işler gelir’ üzere bir kodlama yapmışım. Onu sonradan fark ettim. Ben parayı itmişim… Bilinçsiz bir dönemdeydim.
Ensonhaber
