Dün fizik tedavi için gittiği Nişantaşı’nda görüntülenen Demet Akbağ, yakın dostuyla ilgili acı geçeği açıkladı.
Ünlü oyuncu, “Çok makûs bir gün geçirdim, çok ağladım. Söylenecek hiçbir şey yok. Rasim’i çok genç kaybettik. Hepimiz çok çok üzgünüz” dedi.
Demet Akbağ, “Kalp aslında sorunluydu. Birkaç sene evvel pil takılmıştı. Bir de koronavirüs sebebiyle olması gereken bir ameliyatı da galiba ihmal etmiş” sözlerini kullandı.
Usta oyuncu, “Doktor damarlardan biriyle ilgili ‘tekrar denetime gelmen lazım’ demiş. Hastanelere bu devirde çok gitmek istemiyoruz ya o da biraz ihmal etmiş galiba. Ani gelen bir kalp krizi ortamızdan aldı onu. Hepimizin başı sağ olun” açıklamasını yaptı. (TV100)
GÖZYAŞLARIYLA UĞURLANDI
Kalp rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğü hastanede geçtiğimiz gün 62 yaşında hayatını kaybeden Türk tiyatrosunun usta ismi Rasim Öztekin, dün son seyahatine uğurlandı. Öztekin’in Türk bayrağına sarılı ve üzerine Galatasaray bayrağı da konulan tabutu, evvel mezun olduğu Galatasaray Lisesi’ne getirildi. Buradaki merasimin akabinde cenaze, Öztekin’in profesyonel tiyatro hayatına başladığı Ses Tiyatrosu önünde cenaze aracından indirildi. Merasim mangası usta oyuncunun tabutuna omuz vererek, tiyatro sahnesine getirdi. Ailesi, sevenleri ve sanat topluluğundan çok sayıda kişi, usta oyuncu için son vazifelerini yapmak üzere tiyatro salonuna geldi. Öztekin’in cenaze namazı Ses Tiyatrosu’ndaki merasimin ardından Zincirlikuyu Camii’nde kılındı. Sanatçı, Zincirlikuyu Mezarlığı’nda defnedildi.
BU SAHNEYE BU TÜRLÜ ÇIKMAK İSTEMEZDİM
Ünlü sanatkarın kızı Pelin Öztekin, ‘Konuşma hazırlamadım. Yalnızca babama çok teşekkür etmek istiyorum birinci aşkım olduğu, ustam olduğu bana her şeyi öğrettiği için. Ben burada büyüdüm. Bu sahnede onu izleyerek büyüdüm. Bu sahneye bu türlü çıkmak istemezdim babamla lakin ‘bak baba birlikte birebir sahnedeyiz’ onu çok seviyorum. Herkese çok teşekkür ederim.'” sözlerini kullandı. Gözyaşları içinde sahneden inen Öztekin’e aile dostları dayanak oldu.
Öztekin, profesyonel tiyatro hayatına başladığı Ses Tiyatrosu’nda anıldı.. Merasim mangası usta oyuncunun tabutuna omuz vererek, tiyatro sahnesine getirdi.
ÇOK PAHALI BİR USTAMIZI KAYBETTİK
Merasime katılan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Öztekin’in yeri doldurulamayacak bir sanatçı olduğunun belirterek kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bu vakitsiz mevti, başta ailesi olmak üzere, sanatseverlerimizi ve kıymetli sanatkarlarımızı çok üzdü. Bize düşen, onun anısını gelecek jenerasyonlara taşımak, onun her daim zihinlerde, akıllarda kalmasını sağlamak ve göstermiş olduğu ustalığın, hocalığın gelecek jenerasyonlara aktarılmasını sağlamak. Başta tiyatro topluluğumuz olmak üzere, biz de bütün sanat kurumlarımız için, üzerimize düşen ne varsa onlarla iş birliği içinde yapmaya devam edeceğiz. Çok kıymetli bir ustamızı kaybettik. Ben başta ailesine, siz sanatkarlarımıza ve sanatseverlere baş sıhhati diliyorum. Kendisine Allah’tan rahmet, sizlere sabırlar diliyorum.”
Çok üzgünüz, çok büyük bir ustayı kaybettik. Bugün de merasimi için Ortaoyuncular Ses Tiyatrosu’ndayız. Herkesin başı sağ olsun. Ustamız, hocamız yıllarca tiyatroda oyunlarını seyrettiğimiz çok değerli bir abi. Birinci duyduğumda çok üzüldüm, toparlayacağını düşünüyorduk lakin bizim için de şok oldu.
SAĞKEN DEVRETMEK İSTİYORUM
İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu, Öztekin’in vefatının kendisini derinden üzdüğünü lisana getirdi.
Usta oyuncunun sevenlerine baş sıhhati dileyen İmamoğlu, şunları söz etti:
“Burada bir de kavuk olayı var biliyorsunuz. Kavuk sürecinin zamanıyla ilgili geldiğinde, ‘Hayat her şeyi getirebilir. Sağken bunu devretmek istiyorum. Bu benim üzerimde yük.’ diye tanım etmişti bize. Münasebetiyle onun o tanım ettiği şey tam da bu. Dünyanın bu boyutunu görebilen iyi bir insandı. Allah rahmet eylesin. Türk tiyatrosunun çok değerli, herkes tarafından sevilen bir kimliği olmuş bir insandı. Rahmet diliyoruz. Yeri cennet olsun.”
“HAYRANLIK BESLEDİĞİMİZ BİR SANATÇI, MESLEKTAŞIMIZ, ROL GEREĞİ DE OLSA BABAMIZ OLDU”
Şoray Uzun, cenazede gözyaşlarını tutamadı.
Bir televizyon dizisinde Öztekin ile uzun mühlet birlikte rol alan Oyuncu Şoray Uzun ise, “Rasim ağabey evvel hayranlık beslediğimiz bir sanatçı, daha sonra meslektaşımız, büyüğümüz, ustamız, rol gereği de olsa babamız oldu. Onu tanıyanlar, aslında biliyorlar. Anılardan öteki onu anlatacak çok fazla bir şey yok. Rasim ağabeyin vefat haberinden sonra, toplumun her bölümünden gelen iletiler aşağı üst birebirdi. Aileden birini kaybetmiş olmanın acısı üzere bir acı verdi bize” sözlerini kullandı.
Ailesi, sevenleri ve sanat topluluğundan dosları, usta oyuncu için son misyonlarını yapmak üzere tiyatro salonuna geldi.
Öztekin’in cenaze namazı Ses Tiyatrosu’ndaki merasimin akabinde, Zincirlikuyu Camii’nde kılındı. Öztekin’in cenazesi, Zincirlikuyu Mezarlığı’nda defnedildi.
Foto: İbrahim Maşe
Sanat dünyasının sevinci Rasim Öztekin’e veda
(Rasim Öztekin’in hayat öyküsünü Uğur Vardan kaleme aldı…)
Kimi tanışmaların devamını doğal ki hayatın kendi ritmi belirliyor. Rasim Öztekin’i birinci kere üniversite dönemimde (80’ler başı) ‘Küçük Sahne’de, Ortaoyuncular takımı içinde, ‘Şahları da Vururlar’da izlediğimi hatırlıyorum. Fakat daha derin izi, yeniden tıpkı grubun sahnelediği ‘İçinden Tramvay Geçen Şarkı’yla (yazarı Karl Valentin) bırakmıştı zihnimde. Zira bu oyun Nazi devrinde geçiyordu ve kapıda biletler, “Bilet bitte” (“Bilet lütfen”) formunda kesiliyordu. Daha sonra içeri girilip ışıklar söndüğünde perdenin solunda üç Nazi askerinin olduğunu görüyorduk, onlardan biri Rasim Öztekin’di. Sağda ise Nazi üniformalı üç bayan… Ana karakter içeri giriyor, soldakilere sert bir tabirle “Hayl Hitler” diyor, sağdakilere de yumuşak bir sesle “Hayylll” diye sesleniyordu…
‘KİMLİK BİTTE’
Bu oyun çok değerliydi, zira toplumsal bir deneye de ilham kaynağı olmuştu. Galiba 1986 yılıydı ve toplulukta yer alan oyunculardan kimileri üzerlerinde Nazi üniformalarıyla Beyoğlu’na çıkıp önlerine gelenlere “Kimlik bitte” demiş ve 12 Eylül’ün karanlığını ve dehşet iklimini tam da üzerinden atamamış beşerler, tereddüt etmeden kimliklerini çıkartıp karşılarına dizilmiş SS’lere göstermiş, bu olay hatırladığım kadarıyla Cumhuriyet gazetesinde manşet olmuştu.
ORTAK DEĞERİMİZDİ
Sokağa çıkıp kimlik soranlar ortasında Öztekin var mıydı, hatırlamıyorum lakin benim oyun vasıtasıyla başlayan seyircisi olarak tanışıklığım, o, şov sanatların farklı kollarında yavaş yavaş kendini kanıtlayıp gelişirken bir vakit sonra yeteneklerine bütün bir Türkiye tanıklık eder duruma geldi. Vakit içinde yer aldığı onlarca projenin yanı sıra kendine mahsus yüz sınırları, şirin bıyığı, ince üslubu, ses tonu ve mimiğiyle bir ortak bedele dönüştü.
AİLEDEN BİRİ OLMUŞTU
Onun sanatsal serüvenine gelince: Kendini daima yenileyen, geliştiren bir yapısı vardı. Farklı profillerde seyirci karşısına çıkar ve çok geçmeden canlandırdığı karakter aracılığıyla yaydığı sıcaklığıyla, samimiyetiyle seyirciyle bağını çok çabuk kuruverirdi.
KALBİ O KADAR BÜYÜKTÜ Kİ…
Öte yandan tiyatro geleneğimizin en kıymetli simgelerinden olan ‘Kavuk’ probleminde de zincirin kıymetli bir halkasıydı Öztekin. Ferhan Şensoy’dan aldığı emaneti Şevket Çoruh’a teslim etmişti.
Televizyon dünyasında ise ‘Görevimiz Komedi’ ve ‘Ev Yapımı’ rol aldığı son projelerdi. Bu cephede kimi jenerasyonlar için en unutulmaz izler ‘Varsayalım İsmail’ ya da ‘Boşgezen ve Kalfası’ olsa da kitleler onu daha çok ‘Seksenler’ dizisindeki ‘Fehmi Baba’ karakteriyle tanıdı, sevdi, bağrına bastı.
RASİM ÖZTEKİN KİMDİR
Rasim Öztekin, 1959 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Galatasaray Lisesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi İrtibat Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nu bitirdi. Sahne hayatında birinci tecrübelerini 1977 yılında Kadıköy Halk Eğitim, İstanbul Akademik Sanatkarlar Topluluğu ve Nöbetçi Tiyatro’da amatör çalışmalarla edindi. 1980 yılının Kasım ayında Ferhan Şensoy’un Ortaoyuncular topluluğunda profesyonel tiyatro sanatçılığına başladı. 1992 – 1995 yılları ortasında televizyonlarda gösteri programları yaptı. Öztekin tiyatronun yanı sıra, sinema ve dizilerde rol aldı, bir periyot metin ve köşe müellifliği da yaptı. 2005 yılının eylül ayında üniversiteden sınıf arkadaşı Esra Kazancıbaşı ile evlendi. Rasim Öztekin’in birinci evliliğinden Pelin Öztekin isminde bir kızı oldu.
KAVUĞU TESLİM ALDI
2016 yılında Hasan Efendi’nin kavuğu, Ferhan Şensoy tarafından kendisine devredildi. Rasim Öztekin de 2020 yılının eylül ayında kavuğu oyuncu Şevket Çoruh’a devretti. Duayen sanatkarın vefatı nedeniyle sanat ve siyaset dünyasından birçok isim başsağlığı iletisi yayınladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Öztekin’in vefatı nedeniyle kızı Pelin Öztekin’i telefonla arayarak taziyelerini iletti.
Bugün saat 13.00’da İstanbul Ses Sineması’nda pandemi hasebiyle aile ortasında Rasim Öztekin’in cenaze merasimi düzenlenecek. Zincirlikuyu Mezarlığı Camisi’nde kılınacak cenaze namazına Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da katılacak.
Hürriyet
