Serkan Çayoğlu, oynadığı her rolün hakkını veren, her projede üzerine koyarak ilerleyen bir isim… Bunun bir tercih olduğunu söylüyor ve “Uzun vadede yalnızca oyunculuk tarafında değil, imal kısmında da olmak istiyorum” diyor. Yeni jenerasyonun jönlerinden Çayoğlu ile Çırağan Sarayı’nda buluştuk; Kanal D’de ekrana gelen dizisi ‘Yeni Hayat’ı, maksatlarını ve sevgilisi Özge Gürel’le birlikteliğini konuştuk.
– “Oyuncunun mukadderatıdır rolün üzerine yapışması” derler fakat siz bu kelamın tersine daima değişik karakterlerde karşımıza çıktınız… Bu bir seçim mi, talih mı?
Aslında bu kelam makus bir şey manasına gelmiyor. Bilakis bir karakterde başarılı olup, izleyicinin beğenisini kazanınca başlarda o denli yer ediniyorsunuz. Fakat hayalleri olan bir oyuncu olarak benim için ne kadar farklı olursa o kadar iyi, çok şey öğrenirim, hem kendime hem işe dair bu kısım mesleğin en hoş tarafı. Ve evet, bu bir seçim.
– ‘Yeni Hayat’ta canlandırdığınız Adem rolüyle neler keşfediyorsunuz?
Baba olmayı deneyimliyorum. Benim için en büyük keşif bu şu an… Bir çocukla bağ kurmak, onun dünyasına dahil olup, onu dünyanız yapmak bilmediğim hisler. Aşina olmadığım hislerde gezinmek benim için heyecan verici. Yaşadığım bu heyecanın seyirciye geçtiğini görmek ve hoş reaksiyonlar almak keyifli etti.
– Oyunculukta şimdiye kadar aldığınız en yürekli karar neydi?
Mesleğimde benden beklenileni değil de, kendi seçimlerimi yapmak.
– Bir ikiz kardeşiniz var.
İkiniz de iktisat okumuşsunuz. Sonra yollarınız nasıl ayrıldı, siz oyunculuğu seçtiniz?
Hayat sizi bazen bir yola sokuyor ve ne olacağını o yolda öğreniyorsunuz. Kendinize ne katıp katmayacağınız, yanınıza neleri alıp almayacağınızın seçimi sizin elinizde, biz farklı yollardan gittik zira farklı insanlarız. Ben bu yoldan yürüdüm ve kendim için en doğrusunu yaptığımı en sıkıntı anda bile biliyorum.
– Almanya’da nasıl bir hayatınız vardı?
Almanya’nın Karlsruhe kentine bağlı sakin bir kasabada büyüdüm. Çok yabancının olmadığı bir yer olduğu için arkadaşlarımın birden fazla Alman’dı. Hasebiyle çok küçük yaşta Alman kültürüyle tanıştım. Meskende Türk, sokakta Alman gelenekleriyle yaşıyordum. Şimdilerde bile yabancı ortamlara çabuk adapte olabilmemi çocukluk yıllarıma borçluyum.
– Bir periyot modellik yapmışsınız… O yıllar neler kattı?
Avrupa’nın her yerini gezdim. Severek yapıyordum, işi seyahatle birleştiriyordum ve üzerine para kazanıyordum. Bir öğrenci için dayanılmaz fırsattı, çok şey öğrendim.
– Yeni jenerasyonun en güzel ve başarılı jönleri ortasında anılmak beşere nasıl bir sorumluluk yüklüyor?
Benim evvel kendime ve mesleğime karşı bir sorumluluğum var. O da oynadığım karaktere heyecanımı katıp, emek vermekten vazgeçmemek. Güzel
olarak anılmak hoş lakin bunun üzerine planlar yapmıyorum.
– Hedeflerinizde neler var?
Milletlerarası bir projenin içinde olmak istiyorum. Bunun için çalışmalarım var zati. Uzun vadede yalnızca oyunculuk tarafında değil, üretim kısmında da da olmak istiyorum. Meslek sorununda işin birçok dinamiğinden anlayan ve birçok alanında var olan biri olmayı diliyorum, o üretim süreci beni meraklandırıyor.
– İnternetteki sözlüklerde sizin için “Cool, alımlı ve çocuksu” yorumları yapılmış. Sizce?
Kendimi etiketlemem garip olur lakin beşerler sizde gördüğünü, onlara ne hissettirdiğinizi söyleyebilir. Çok yanlışsız tespitler barındırıyor bazen bu yorumlar…
‘Özge ile yer açma fikri motive edici’
– Dizi pandemiden ötürü gecikmeli yayına girdi. O süreci siz nasıl geçirdiniz, oyunculuğa ve hayata dair neleri sorguladınız?
Güç bir süreçti hepimiz için… Çağdaş dünya, birinci sefer bu biçim bir kaos karşısında büsbütün durdu. Herkes üzere meskene kapandık. İzledik, okuduk ve yemek yaptık… Hayata dair birçok şeyi sorguladım. Kıymetli olan her bahiste dersler çıkarmak ve farkındalığımızı artırmak.
– Sevgiliniz Özge Gürel’le yemeğe düşkün olduğunuzu söylemişsiniz. İleride bir yer açmayı düşünür müsünüz?
Açarız tahminen. Özge yemek konusunda dayanılmaz mahir. Ben de meraklıyım, hem imal evresine hem de yeme etabına. Kim bilir, neden olmasın? Bize ilişkin, bizim şekillendirdiğimiz bir yer fikri motive edici.
– Beslenmenize dikkat ediyor musunuz? “Asla ağzıma sürmem” dediğiniz şeyler var mı?
O mevzuda çok istikrarsızım. Bazen çok sağlıklı besleniyorum, seçerek yiyorum. Bazen de bir canavara dönüşüyorum. Asla ağzıma sürmem dediğim şey, kokoreç olabilir.
– Haftada kaç gün spor yapıyorsunuz?
Değişiyor. Kendime müsaade verdiğim devirler oluyor. Ancak amaç odaklı spor yaptığımda haftada 5-6 gün de olabiliyor.
Milliyet
