Milliyet gazetesinden Sina Koloğlu’nunüboğlu’nun, ‘MasterChef’te pişiyor, evler acıkıyor’ başlıklı yazısı şöyle:
MasterChef Türkiye’nin yemekleri hele pide, kebap yapıldığında bizim ev ahalisi fena oluyor. Mehmet Şef, “Sabahtan beri bir şey yemedim pideleri doğru yapın” diyor sonrasında lüp lüpgötürüyor. Soner Şef zaten her daim bizi iştahlandırıyor. Lokmayı öyle bir atıyor ki, sorma gitsin.
Geçenlerde artık iş tavan yaptı. Yöresel pideler vardı menüde. Mehmet Şef zaten isimlerini ve özelliklerini anlatırken ağzımızın suyu aktı. Sonra tadım işinde iyice dağıldık.
Ertesi gün pide siparişi verdik. Bu sefer bildik pide değil de yarışmada sunulanlara yakın kim yapar diye araştırma yaptık. Karadeniz yöresine doğru gittik eleçema bir de üstüne tahinli pide… Yerken sorduk: Biz böyle olduysak, millet ne durumdadır? Bu işin ülke organizasyonunun tümünü neredeyse yapan bir sepetimiz var;Yemek Sepeti.
Kendilerine sordum, “Bizim gibi kaç kişi oluyor?” diye. Öyle böyle değil söyledikleri. “Takip ediyoruz. Ürüne göre değişiyor. Ortalama 3 ila 10 kat artış oluyor satışlarda” dediler.
Bir de şeflerin reklam arası yaptıkları var mesela. Sanırım onlara da ilgi ve alaka büyük oluyordur. Özellikle ben Mehmet Şef’inbu anlamda markaya getirisinin yüksek olduğu kanaatindeyim. Yani hangi markanın yüzü olsa o marka satar. Kebaplar yapılırken mesela bu yemek sipariş markasının hemen adı çıkıyor.
O zaman yukarıda kebap aşağıda hadi sipariş et bilinçaltı çalışması sonuç; gelsin yemekler… Reklamın gücünü bu vesileyle görmüş oldum. Çünkü bu yarışma reklama girince yarım saat, başka yerlerdedolaşıyoruz mesela!
Milliyet