◊ En son 2014 yılında “Aşk İz Bırakır” isimli albümü beğeniye sunmuştunuz. 6 yıl ortadan sonra orijinal bir müzikle müzik kesimine tekrar dönüyorsunuz. Geçen bu kadar vakitte neler oldu, hayatınızda neler değişti?
– 2014 yılında çıkan “Aşk İz Bırakır” albümümde, kendime ilişkin kelam ve müziklerle, albümün üretim kademesinde da yer almak motivasyonuma çok katkıda bulundu. Uzun vakittir müzik kesiminde önemli bir kriz yaşıyoruz. İmal şirketlerinin albüm çalışmalarına yatırım yapmakta zorlandığı devirlerden geçiyoruz. Hem bu nedenle hem de biçimime uygun yeni müzik bulamadığım için müziğe orta verdiğim müddet uzadı. Hayatın akışı süratli… Kızıma ayırdığım vakit ve anneliğimi doyasıya yaşamak, pek çok eksiği hissettirmedi bana.
◊ Yeni müziğiniz “Unutup Gitti”, hem eski vakitleri hem de günümüzü yakalayan bir düzenlemeye sahip. Periyodu yakalamak sizin için ne kadar değerliydi?
– Birinci albümümden itibaren kendime ilişkin bir usul olması için grup olarak çok ihtimamlı ve dikkatli çalıştık. Moda olan şeylerin peşinden gitmedim hiçbir vakit. “Unutup Gitti”, ruhu olan ve insanları duygusal olarak çok etkileyecek bir müzik. Ve bu müziğin da yaptığım müziğin devamlılığını sağlayacağını düşünüyorum.
◊ Müziğin kelamı ve müziği Ümit Sayın’a ilişkin. Bir 90’lar havası yaşadınız mı siz de?
– Ümit Sayın fevkalade bir sanatçı. Hislerini müzikle söz edebilen az sayıdaki besteciden biri. Bu müzikte eski günlerin ve hislerin ruhu var. Hatta bu şarkıyı bana kadim dostum, arkadaşım Nilüfer buldu. Hiçbir vakit ayrılmadık. Üstelik bu müziğin her evresinde yanımdaydı. Onun benim yanımda olması bana her vakit güç kattı.
◊ Klipte nostalji havası bilinmeyen. Fikir nasıl ortaya çıktı?
– Klip direktörüm İmre Haydaroğlu adeta bir müzisyen üzere düşünüp hissediyor. Kliple ilgili bütün fikirler ona ilişkin. Ortaoyuncular Tiyatrosu’nda çekim yaparken, ömürlerinin en özel sahnelerini gerçekleştirmiş, sürdürülebilirliği güç olan tiyatro geleneğini büyük bir aşkla devam ettirmiş ve dünyaya hoşluklar bırakarak rahmete kavuşmuş, pahalı sanatkarların varlıkları, yalnızca duvardaki fotoğraflarda değildi. Ruhsal olarak çok etkilendim. Güya sahnede ve tiyatro koridorlarında yanımdaydılar. Hayatımda çok bedelli bir anı olarak yerlerini aldılar.
SABIRLI BİR BEŞERİM
◊ Pandemi nedeniyle müziğin çıkışı ertelendi. Bu süreçte nasıl bir zahmet çektiniz? Zira birçok sanatkarın projelerinin ertelenmesi depresyona varan sonuçlar yarattı…
– Ben çok sabırlı bir beşerim. Beklerim, dinlerim. Her şeyin vakti var, her şerde bir hayır var diye düşünürüm. Tarihe baktığımızda ne savaşlar, ne felaketler ne acılar yaşanmış. Sıhhat her şeyden kıymetli. Bunu bir sefer daha hatırladık. Tüm insanlığı etkileyen bu salgın şüphesiz bitecek. Biz müziklerimizi tekrar söyleyeceğiz, konserler vereceğiz. Beşerler sevdikleri sanatkarların konserlerine gidip tekrar kol kola daima bir ağızdan müzik söyleyecekler. Müzik bize bu süreçte en büyük teselli oldu. Bizi yalnız bırakmadı. Sıhhatimiz yerinde olsun, daima bir ağızdan müziklerimizi bu makûs günleri geride bırakmamızın gururuna tekrar söyleriz. Hoş günlerimize geri döneceğiz inşallah.
◊ Boş vakitlerinizi nasıl geçiriyorsunuz şu sıralar?
– Benim boş vaktim olmuyor pek. Yağlı boya fotoğraf çalışıyorum, pilates yapıyorum, bol bol yürüyorum, okuyorum, briç oynuyorum.
Mesela birinci fırsatta sınır sanatını öğrenmek istiyorum. Bunların dışında gerçekleştirmek istediğim birçok hayalim var.
Yıllarca bayanlar ve çocuklarla ilgili bir vakıf kurmayı hayal ettim. Şimdilik yalnızca hayal olarak kaldı maalesef. Kim bilir, tahminen bir gün gerçekleşir.
BOŞANMA SÜRECİM 1.5 YIL SÜRDÜ
◊ Geçtiğimiz günlerde 23 yıllık eşinizden boşandınız. Nasıl bir süreç geçirdiniz?
– Bir buçuk yıl süren boşanma sürecim sona erdi. Biz, 23 yıl evvel büyük bir aşkla birbirimizi severek, âşık olarak evlenmiştik. Her evlilikte olduğu üzere iyi berbat günlerimiz geçti. Lakin her iki taraf için de geçerli olan son zamanlardaki mutsuzluk ve hoşnutsuzluklar bizi bu etaba getirdi.
23 yaşındaki kızımın ruh sıhhati benim için çok değerli. Birbirimize takviye olduk, güç günleri atlattık. Doğum, hayat, mevt ve pek çok şey beşerler için. Hayat devam ediyor.
◊ Bu yeni devir Asya için yesyeni bir başlangıç mıdır?
– Tuhaf bir halde müziğe hiç orta vermemişim, uzun süren bir seyahatten dönmüş üzere hissediyorum. Ve ben çıktığım seyahatten cebim, yüreğim dolu döndüm. Bu seyahatte en büyük dostum da yeniden müzik ve müziğe olan aşkım oldu.
SENFONİK BİR PROJEM VAR
◊ “Unutup Gitti”den sonra şu an üzerinde çalıştığınız ya da hazır bir müzik daha var mı? Müziğe bir daha bu kadar uzun bir orta verir misiniz?
– Kelam, beste yapmaya devam ediyorum elbette. Yanlışsız vakitte hakikat şeyler yapma sıkıntısındayım. Yeni müziklerin dışında 1994 yılından bugüne kadar seslendirdiğim müziklerin senfonik kaydını yapmak istiyorum. Bu türlü bir proje var aklımda, umarım yapabiliriz.
◊ Müzik kesiminde bir müddet yoktunuz, profesyonel bir bakış açısıyla gelişmeleri, değişimleri izleme bahtınız oldu. Türk müziğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizi etkileyen ya da üzen noktalar var mı?
– Dijital dünya birçok alanda pek çok insan için yeni kapılar araladı. Sesini duyuramayan pek çok müzisyen bir baht yakaladı. Kaliteli olmak kaydıyla farklı müzik ve yorumlar, çeşitlilik hoştur. Gelişmeler hoş lakin kazanımların düşük olması çok üzücü. Hayatını yalnızca sanatıyla sürdüren insanların haklarını alamaması, toplumsal yaralarımızdan yalnızca biri. Telif sistemimiz emekleme kademesinde. Sanatsız ömür, insan ve toplum memnun olamaz. Umarım sanatı para kazanmak için değil, gelişmek ve keyifli olmak için yapacağımız günler yakındır.
Hürriyet
