Komedyen Cem Yılmaz’la yaşadığı aşkla gündemden düşmeyen Serenay Sarıkaya, Etiler’de objektiflere yansıdı.
Giyim stiliyle dikkat çeken 29 yaşındaki oyuncu, sorulara sessiz kalmayı tercih etti.
Ozan Güven’in darp ettiği Deniz Bulutsuz’un toplumsal medya hesabından kendisini takipten çıktığı sıkıntıya Sarıkaya, “Teşekkür ederim” demekle yetinip aracına bindi.
TOPLUMSAL MEDYA HESABINDAN İSYAN ETMİŞTİ
Öte yandan Ozan Inanç’ın Deniz Bulutsuz’u darp ettiği tezlerinin akabinde ikilinin ortak arkadaşı olan Serenay Sarıkaya şiddet vakalarına reaksiyonsuz kalmıştı. Uzun mühlet sessizliğini koruyan Sarıkaya, toplumsal medya hesabından isyan etmişti.
Sarıkaya, Instagram hesabından, “‘Neden beni ilgilendirmeyen hususların da ana kahramanı olmak zorundayım’ reaksiyonunu gösteren Sarıkaya şu açıklamayı yaptı; yahu bir insanın bu kadar da üstüne gelinmez ki! Sesi çıkmıyor diye bu kadar da ileri gidilmez ki artık! Üstelik sonu gelmiyor, bitmiyor, bitmiyor. Daha birini iyileştiremeden, daha da serti zati hazırda bekliyor. “Bu mesleği seçmenin bedellerinden, olacak o kadar ünlüsün. İsminin olduğu her şey çok okunuyor, dikkat çekiyor. Sesimizi çıkarmayalım büyümesin’ deniyor. Kabul etmiyorum. Hududu aşalı çok oldu! Ne kolay oldu insanların hayatına iftiralar atmak, hudut, etik, ahlak bilmeden saldırmak. . . Ben her iftiraya ‘yok o denli değil’ diyemem ki. Bu ne kadar yorucu” demişti.
“Ama bilhassa toplumsal medyada bir sesin, varlık belirtin yoksa, güya bütün varsayımlar gerçekmiş üzere bir de senelerce üzerine yapışıyor. Bir mühlet sonra senin diğerleri tarafından bilinen kimliğin haline geliyor bütün bu saçmalık. Ben bunların hiçbiri değilim ki. . . Ben de bir beşerim, benim de hislerim var. Sanatçı kişiliğini sebebiyle neden daima bir entrika olmak zorunda ismimin geçtiği her konuda”
“Neden beni ilgilendirmeyen bahislerin da ana kahramanı olmak zorundayım? Bunun usturuplu, ahlaklı bir yolu yok mu yahu? Halbuki her şeyim ortada, bir gizemim de yok ki. İşlerim ortada, duruşum ortada, ne yaşadığım aşikâr, neye inandığım belirli, neyi temsil ettiğim aşikâr, neyin ardında duyduğum aşikâr.”
“Buna karşın, seni olduğun üzere asla yansıtmayan varsayımların bir tezahürü olduğun yanılsamasına herkesin delilercesine inanma isteği neden? Bu çok eskide kalmadı mı artık?. Hoş olanı değil de, makus olanı, yanlış olanı çoğaltmak mı hoşa, iyiye taşıyacak bizi? Bu da şiddetin öteki türlüsü değil mi? Yeter!”
UMUT ÜNVER/ MİLLİYET
Milliyet
